Daha önce kullanmadıysanız bile şimdiye kadar kreatin hakkında birşeyler duymuşsundur. Adı, "sporcular ve vücut geliştiriciler için olmazsa olmaz besin takviyesi" olarak anılmaktadır. Herkesde biraz vardır. Kreatin, kas ve beyin dokularındaki hücrelerin harcadıkları enerjilerini geri dönüştürmeye yardımcı olan, doğal olarak oluşan azotlu bir organik asittir.
İnsan vücudu günde 1-2 mg kreatin üretir. Çoğunlukla karaciğerde, böbreklerde ve pankreaslarda az miktarda üretilir ve iskelet kasında depolanır. Beslenmede et ve balık gibi kaynaklardan doğal olarak 1 gr kreatin alabiliriz.
Creatine, adenosin difosfatın (ADP) adenosin trifosfata (ATP) dönüştürülmesine yardımcı olur ve adenosin trifosfat metabolizma için hücreler içinde kimyasal enerji taşır. Dolayısıyla, vücudun kullanabileceği ATP ne kadar çok olursa yoğun egzersiz için o kadar çok enerji elde edilebilir.
Metabolizmayı ilave kreatinle besleyerek, vücudun, yoğun antrenman programında daha çok enerji harcamaya ve daha hızlı olmasına destek oluruz.
Kreatin takviyesinin zayıf kas dokusunun güçlendirilmesinde fayda sağladığı bilimsel olarak ispatlanmıştır. Kontrollü çalışmalarda kreatin, 30 saniyelik tekrarlanan hızlanma süresince ortalama hızı ve yorulmaya karşı direnci artırır gibi görünüyor.
Uzun süreli antrenman performansında, kas gücünde, kas gelişiminde ve yağsız vücut kütlesinde belirgin artışlar göstermenizi sağlayabilir.
Uzun süre yüksek yoğunlukta direnç egzersizi yapmanın avantajı, yağsız kas kütlesi kazanılmalarının daha kolay elde edilebileceği anlamına gelir.
Yüksek yoğunluklu antrenmanlarında ve kas kütlesi artışı hedeflendiğinde besin takviyeleri arasında kreatinin rakipsiz olduğunu anlıyoruz.
Günlük diyetinizin bir parçası olarak kreatini eklemek kolaydır. Günde 3-5 gr kreatinin yüksek yoğunlukta egzersiz öncesinde veya sonrasında alınması antrenmanınızı bir sonraki seviyeye götürebilir.